FASİKÜL 7 – Alemlerin Rabbi Aşk’ına

FASİKÜL 7

Alemlerin Rabbi Aşk’ına gözlerinizdeki kiri, pası temizleyin de öyle bakın, vicdan terazinizin ayarını yapın da öyle tartın. Baktıklarınız, tarttıklarınız biliniz ki sadece sizin değil insanlığın malıdır. Yaşayın, yaşayın ancak yaşarken yaşamanın hakkını vererek yaşayın, bu yaşam sizlere boşuna sağlanmıyor. Yaşamlarında şikayetçi olanlar; yaşamlarınızdan şikayet etmeyin, zira sizler nasıl ekmekte iseniz öyle biçmekte, nasıl biçmekte iseniz öyle ekmektesiniz. Yaşayan yaşadığından yana alır nasibini. Nasibini alan o nasiple ilgili evrensel şeraitlere parmak basmıştır ki alabilmiştir. Layık olanla ilgili layığı layık olunan belirlemiştir, biçen ekmiştir. Ekenin biçtiği bir başka şekilde ekmeye yarıyor. Adımını atan attığı cihetten imkân buluyor.

Yaşayan şuuren yaşadığı her evrensel boyutun icabatlarına uygun bir tarzda meknuziyet safında bulunan olasılıklarla muhatap kalarak, o olasılıklar çerçevesinde tavırlanmalar arz eder. İster fark edilsin ister fark edilmesin her şuurlu insansal kozmik birim içinde yaşadığı evrensel boyutun zamanlarına uygun mekânlaşmalar dahilinde muayyen bir zaman diliminde, muayyen bir mekanda yaşarken, yaşadığı mekanın bir yandan kendisine somut gelen imkanlarıyla muhatap olurken, bir yandan da şuuren erişebildiği evrensel boyuttan destek bulur da diyebilirsiniz. Müteal Orijinal Manâ’lar halinde her evrensel boyutta muayyen icabatlara uygun bir tarzda meknuziyet safında bekleyen olasılıkların (KOZMİK İMKÂN) tebarüz etmesi için şuurlu insansal kozmik birimlerin Kozmik Boyutlar içerisinde şuuren yücelmeleri gerekmektedir. (Şuur Projeksiyonu). Şeraitlerine parmak basılan evrensel olasılıklar, hangi evrensel boyutta bulunursa bulunsun şaraitlere parmak basan şuurlu insansal kozmik birimleri ihata etmek üzere şuurlu insansal kozmik birimler ihata etmek üzere şuurlu insansal kozmik birimin bulunduğu evrensel boyuta akar. Şeraitlerine parmak basılan her olasılık belirli bir oluşumu belirtmek suretiyle meknuziyet safında gerektiği gibi, gereken boyutta mekanlaşarak varlık gösterir.

Evrensel icabatlar, evrensel denge esaslarına göre evrensel olasılıkların mekanlaşmalarıyla ilgili sistem belirten prensiplerdir. Bu icabatlara uygun tavırlar arz eden şuurlu insansal kozmik birimler, bu tavırlanmalarına istinaden muayyen bir mesabede “KOZMİK LİYAKAT” toplarlar. Her liyakatlı varlık mutlaka kendi Kozmik liyakatına şayan olarak muayyen tecellilere mahzar kılınır. Muayyen bir evrimsel aşamasında kendilerinde vuku bulan bir takım değişikliklere şahit olurlar. Bu değişiklikler EN YÜCE AYARLAYICI’nın insan varlıklarına kendi ahvallerine uygun olarak bahşettiği tecellilerdir. Tecelliler (Tecelliyat) zuhur manasındadır. Tecelliyata mahzar kalacak insan varlığı, o tecelliyata layık olabilecek liyakatta bulunması gerekir. Liyakat şümullü bir ifadeyle yaraşır olabilmektedir. Yaraşır olan, yaraşırlığı oranında tecelliyata mahzar kalabilir. Böyle bir Tanrısal Keyfiyetin tahakkuk ettirilmesi evrensel icabatlara uygun olarak efaliyet göstermeye dayanır. İnsan varlıkları Dünya planetinde sık sık tekamül için gerekli olan hadiselere maruz bırakılmaktadır. Dünya insanı önüne çıkan her hadiseyi sıkıntı verici veya mutlu edici olarak neden değerlendiriyor? Zira hadiselerin insan varlıklarının tekamülünde yararlı olduğunu ve onların tekamül planıyla ilgili müştemil bir zincirin halkaları olduğunu idrak edemiyor (İstisnalar hariç).

Dünya insanının önüne çıkarılan hadiseler, kendi tabirleriyle düştükleri sıkıntı halleri hep tekamülle ilgili icap edenlerle doludur. İşte bu icap edenlere (Evrensel icabatlar) gereken yer ve zamanda gerektiği gibi icabet gösterenler mevcut bulunan Kozmik Liyakat mesabelerini gittikçe arttırırlar. Kozmik liyakat mesabesinin artması bu artış meyanında tecelliyatı gerektirir. Bu evrensel prensiplerdendir. Kısaca göstermek gerekirse: İcabata göre fiiliyat, Kozmik Liyakatı, Kozmik liyakat ise Tecelliyatı gerektirir. Bu konu çok girifitlik arz eder. Evrensel icabatların belirttiği evrensel olasılıkları tayin etmek mutat insanda bulunan bağlı şuur düzeyi ile mümkün değildir. Ancak Kozmik Liyakatları muayyen bir Kozmik sabiteye yücelebilmiş şuurlu insansal kozmik birimlerde olasılıklarla ilgili sırlar hakkında mevcut bilgiye dayanan tayin edebilme keyfiyeti meknuz bulunmaktadır. Bunlar bu sırları ancak layık olanlara verebilmektedir.

Yaraşır olana yaraşırlığı nispette emanet teslim edilmektedir. Benlerin ve senlerin çok mevzu edildiği dünya planetinden, BİZ’lerin bulunduğu bu boyutlara ancak BİZ olmakla gelinir. Bu boyutlara geçebileceğiniz bir tek geçit vardır o da gönül yoludur. BİZ’e gönül verenler elbette BİZ’lerle tanıştırılacaktır. BİZ’e yönelenlerin geçitleri ancak BİZ’den olanlarla açılır. Sonunda BİZ’im geçitten BİZ’e gelecek olanlar BİZ’den olacaklardır. BİZ’im BİZ’lerle olan ilişkilerimiz her planda sürer. BİZ, BİZ olana yöneliriz. BİZ’e yönelik her arzu BİZ’im arzumuzdan kaynaklanır. BİZ’e bu arzuyu duyurtan “İLAHİ AŞK”tır. Tekrar tekrar söylüyoruz buraya dikkat edin. BİZ’im BİZ’lerle dolu olan BİZ’lik Vadilerimizin yeşilliğine İlahi Aşk can katar. Bu Aşk hangi planda duyulursa duyulsun duyanları, BİZ’im geçitten BİZ’e bağlar. BİZ mümkünlerin idarecileriyiz, BİZ mümkünlerin öğreticileriyiz, BİZ mümkünlerin Vacib’leriyiz. BİZ mümkünlerin ÖZ’leriyiz (Tanrısal ÖZ). BİZ’im bir tarafımız ALLAH’a bir tarafımız mümkünlere dönüktür. Alırız veririz, veririz ki alırız. Yansıtıcıyız. BİZ’e her gelen imkan BİZ’lerden mümkünlere yansır. Belirli evrensel boyutların belirli zamanlarına uygun mekanlarda muhtelif enkarnasyonlara dayanan tekamül aşamasındaki varlıklar ÖZ’sel Enerjiyle evrensel bir akıma tabi tutuluyorlarsa biliniz ki bu varlıklar mutlak surette KENDİ’leri olan ÖZ’lerini (TANRISAL ÖZ = KOZMİK BEN) fark edebilmişlerdir. Bu varlık akibeti herhangi bir evrensel boyutta tahakkuk edebilir. İnsan varlıklarını güçlü kılan enerjetik akımlar mutlaka şuuren yüceldikleri evrensel boyuttan varlığı ihata edebilecek tarzda akmaktadır. Güçlü kılınan bir evvelkine nazaran daha yüksek bir güçle tavırlanmalar arz eder. Kozmik boyutların sonsuz olduğu gibi Kozmik Olasılıkların da haddi hududu yoktur. Olasılıkların intişar ettirilmesi Kozmik birimlerdeki şuursal icraatlara dayanmaktadır. Adımını atan adımını attığından yana nasiplenir. Adımın atılması belirli niyetler dahilinde olur. Adımın atılması niyetlere dayanan fiiliyat ve düşüncelerle gerçekleşir.

Düşünce her evrensel boyuta girebilen ve girdiği evrensel boyutun imkanlarını düşünen şuurlu kozmik varlığa doğru seferber ettiren Kozmik bir keyfiyettir. Şuurlu insansal kozmik birimlerin düşünce mekanizmasının çalıştırılmasıyla muhatap olunamayan evrensel olasılık yoktur. Bu nedenle sizlere her defasında düşünün denmektedir. BİZ’ler BİZ’lik Vadilerinin Kozmik İmkanlarını elbette ki yeterli frekansta düşünce oluşturan varlıklara sevk etmekteyiz. Hak eden hak ettiği bir tarzda muayyen evrensel olasılıklarla muhatap edilir. Bu olasılıkların içeriği hak edenin mutlaka düşünce oluşumlarına uygun mahiyettedir. Üzerinde bulunduğumuz makrokozmik şuurlu bir birim olan planetinizin Kozmik Evrimsel aşamasında sizleri ne çeşit yaşam formasyonlarının beklemekte olduğunu sezinleyen dostlarımız elbette ki attıkları adımlara çok dikkat edeceklerdir. Sezgilerinizi bu meyanda arttıran ve sizleri gerekli bir tarzda düşünceye sevk eden amillerin bolca karşılanmasına meydan veren hususiyet Planetinizin Kozmik Evrimsel bir aşamada bulunmasından dolayıdır.

Değişime meyyal hasletlerinizin kabararak intişar etmesi buna istinat eder. Evet değişmek istiyorsunuz ve değişiyorsunuz. Zira artık Dünya kozmik tekamül planıyla, Kozmik evrimsel plan ikisi bir yörüngeye oturtulmuştur. Bu mahrek birleşimi 1990 dünya senesinin başlarında gerçekleştirilmiştir. Bu birleşimdeki somut kenetleşmenin yoğunluğu 1999 dünya senesinin sonunda gereken kozmik sabiteyi arz edecektir. Siklüs idare planıyla ilgili vazifedar varlıkların aynı zamanda siklüsten sonra Altın çağ ortamının somutlaştırılmasıyla ilgili çalışmaları yapacağını biliniz. On sekiz sistem yasalarına göre uzayda gerekli seyirleri yapan makrokozmik şuurlu galaktik birimlerin yine bu sistem yasalarına uygun olarak muayyen evrim basamaklarında kendi bünyelerinde bulunan güneş sistemlerini kozmik evrimsel plan icabatlarına sadık kalarak ayarlamaları gerekmektedir. Bu ayarlamalar planetlerin satıhlarında yaşayan şuurlu insansal kozmik birimlerden bilinç performansları muayyen bir kozmik sabiteye uygun olanlar tarafından belirli evrensel değişiklikler olarak fark edilebilmektedir. Dünya planetinin içinde bulunduğu 4. Kozmik zamanın, dördüncü ve son devrinin sonunda iyiden iyiye izlenen değişiklikler, planetin insanlarını Kozmik değişiklik mahiyetleriyle ilgili bir çerçevede arayışa sevk etmektedir. Bu hareketler planetinize sevk edilen kozmik mevcelerle güçlendirilmektedir. Müteal Orijinal Sınırsız Şuur’a bağlı tüm kozmik Şuur birimlerinin belirli evrensel boyutlarda KENDİ ASİL ŞUUR VARLIĞI’nın Bilincine varması Evrensel Tekamül merdiveninin ilk basamağıdır. İnsanda bulunan şuur Tanrısal’ dır. Ancak KENDİ ASİL ŞUUR VARLIĞI’nı fark edebilmesi için belirli mekanlaşmalarla gereken bir evrimsel aşamaya gelebilmesi gerekmektedir. Bu aşamaya gelene kadar şuurlu insansal kozmik birimlerin KENDİ ASİL VARLIKLARININ ŞUUR’ larıyla tedricen şoklanmaları evrensel bir prensiptir.

İnsansal şuurlu kozmik birimlerin “BİZ’LİK VADİLERİNE” dahil edilebilmesi için bu şarttır. Buna dini terminolojik ifade ile “ikinin BİR edilmesi” Ölmeden önce ölünmesi denmiştir. Anadan ikinci defa doğuş da denilir (Buradaki anadan kasıt, dünya planetidir.). Mutat insan ancak bu doğuşla insanlık mertebesine yükselebilmektedir. İşte tekamül bu basamaktan sonra başlar. Müteal Orijinal Mana olan mutat insanın ÖZ’ü O’na ait, O’ndan gelen ve O’na bağlıdır. ÖZ O’nun tohumudur. Sizlere ÖZ’le ilgili girifit mevzuatı ileride açıklayacağız.

K.İ.M

 

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.