MEVZUAT-I HAKİKAT-I İSLAMİYE 2

MELEKÜT VE CEBERÜT ALEMLERİNDEN MÜTEŞEKİL OLAN HÜKÜMRANLIĞIN MELEKÜT VECHESİ İKİ KISIMDA MÜŞAHADE EDİLİR.

1- YERİN MELEKÜTÜ
2- GÖKLERİN MELEKÜTÜ

Bu durum Kur’an’da üstü kapalı olarak ifade edilmiştir.

“HÜKÜMRANLIĞI GÖKLERİ VE YERİ KAPLAMIŞTIR”. Bakara: 255
“BİZ İBRAHİM’E YAKİN GELENLERDEN OLMASI İÇİN GÖKLERİN VE YERİN MELEKÜTÜNÜ GÖSTERDİK”. Enam: 75


Göklerin melekütü dokuzlu enerjetik gezegen zincirinden husule gelen bir ilahi tasarruf planını barındırmaktadır. Bu ilahi tasarruf planın liderleri konumunda olan yüce bilinçler; Mukarrebun Zümresine ait Mukarreb’tirler. Meleküti tasarruf planlarında müteşekkil olan Meleküti tasarruf ünitelerinin varlığında bulunduğu yaşam kolonilerinin liderleri olan mukarrebler Din, Sanat, Bilim mahiyetlerinde görev icraa etmek için devrede tutulan birliklere liderlik etmektedirler. Göklerin Melekütünden anlatılmak istenen Galaktik bir yaşam boyutudur. Bu yaşam boyutunda MELEKÜTİ ZAMAN hüküm sürmektedir. Boyutsal keyfiyetleri bu zamana tabi olan yüce bilinçlerin sahip bulundukları istidatlarla varlıkta tutulmaktadır. Meleküti Zamanın hüküm sürdüğü bu boyutta meleküti yaşam üniteleri Meleküti Form kulanarak hareket etmektedirler.

Yerin meleküt-i ifadesiyle anlatılmak istenilen Berzah alemi olarak da bilinen galaktik yaşam boyutudur. Berzah; Nursal mevcutluklardan tebaruz eden şua tarzındaki mevcutlukların (Işıki Aktif) Afağa yakın bir yerde yarı kesif maddeli bir hal arzetmesiyle ortaya çıkarılmış bir vasattır. Alem-i Meleküte daha kesif, Arz’a göre daha az kesif bir seyyal mevcutluktur. Yer denilen arz’dan seyyaliyet yönüyle daha az kesif olarak arz’dan hemen gelmesi nedeniyle Yerin Melekütü sözcüğü ile ifadelendirilmiştir. Bu vasatta Karanlık Güçler (Sufli Varlıklar) ve Aydınlık Güçlere (Ulvi Varlıklar) ait mahaller (Teknolojik Üsler) mevcuttur.

GÖKLERİN VE YERİN MELEKÜTÜNDE YAŞAYAN VARLIKLAR, İNSAN BEYNİNİN %90-95’LIK SAHALARINA (BİRİMSEL İRADENİN KONTROLÜNÜN DIŞINDAKİ SAHALAR) GEREKLİ OLAN TESİRLERİ YOLLAYARAK BEYİNLERİN BU SAHALARINI KONTROL ALTINDA TUTMAKTADIRLAR.
İNSAN BEYNİNİN %90-95 ‘İ BU GÜÇLERİN TAHAKKÜMİYETİ ALTINDADIR VE MUTAT İNSAN BU GÜÇLER TARAFINDAN BİR DENEYİM ODAĞI OLARAK KULLANILMAKTADIR.

Bu çok korkunç bir iddia” diyeceksiniz. Bu neden böyle? Sizler ibadeti niçin yaparsınız? Allah için mi? Kendiniz için mi? Kendiniz için değil mi? Yoksa Allah’ın insanların yapacağı ibadete ihtiyacı mı var? Allah Samed’dir. İbadete insanların ihtiyacı vardır. Beyninizin açılma sahalarını ancak zikir ve tefekkür ile açabilisiniz. İşte gerçek anlamda ibadetin orijini budur. Zikir ve tefekkür faliyetlerinin önemi Peygamber hadisleriyle ve Kur’an ayetleriyle belirtilmiştir.

BEYNİNİZİN AÇILMAMIŞ KISIMLARI DEVREYE GİRİNCE KÜLLİ İRADENİN TAHAKKÜMİYETİ ALTINDA BULUNAN MERKEZLERİNİ O ORANCA MELEKÜT GÜÇLERİYLE BİRLİKTE KULLANABİLİRSİNİZ. YANİ BU NE DEMEKTİR? BU; MELEKÜT HÜKÜMRANLIĞINA YERYÜZÜNDE MADDİ BEDENLE HAREKET EDERKEN İŞTİRAK ETMEKTİR.

İşte Hz.İsa’nın dediği gibi “İKİYİ BİR EDEMEYEN GÖKLERİN MELEKÜTÜNE GİREMEZ” Bu da ikinin bir edilmesi: insan beyninin cüzi iradesinin tahakümiyeti altında bulunanan çok dar sahalar (beynin %5 ile 10 arasındaki kısmları) dışında kalan ve insanı Göklerin Melekütünde yer alan yüksek benliği ile birlikte bir ilahi tasarruf planının kullandığı %90-95’lik sahaların bütün bütüne birimin kendi ferdi iradesiyle kendi kontrolizasyonu altına girmesi demektir. İşte bu takdirde ferdi irade devreye girince Külli irade olan ilahi tasarruf planın iradesi bu iradeden tasarruf yapmaya başlar.

HER BİR İLAHİ TASARRUF PLANINA AİT OLAN KÜLLİ İRADE; KENDİ VARLIĞINA KAYITLI BULUNAN YÜKSEK BENLİKLERİN TECELLİ ETTİĞİ İNSAN DENİLEN ODAKTA OLUŞAN FERDİ İRADENİN ÜZERİNDEN ARZ’DA TASARRUF YAPMAYI İSTER.

Demek ki insan denilen deneyim odağındaki cüzzi irade, ferdi iradeye teşmil edilmedir.
Yeryüzündeki Halife-i Rahman’a meleklerin secde etmesi nedendir? Zira Halife-i Rahman; İnsan-ı Kamil Dairesi çizerek yaşabiliyor. Yani tekamülliyet esaslarına şayan olarak foksiyon arz edebiliyor ve vasıta olarak kullandığı bedendeki beyni tamamiyle açabiliyor.

Bir insanın klasik manada Kamilleşmesi ve Göklerin Hükümranlığına dahil olabilmesi; beynindeki açılmamış sahaların zikir ve tefekkür yöntemiyle açılarak aktivasyonunun temin edilmesi ve böylece saklı bulunan manaların belirli mahiyetler halinde (Esma-i İlahiyedeki sonsuz-sınırsız isimlerin sonsuz-sınırsız manaların zuhur mahali insan beynidir) Işınsal Bedene yüklenebiliyor. Bu yüklenmiş olan mana potansiyeli ölüm denilen hadise cerreyan ettikten sonra da kalıyor.

İnsan beyni; Göklerin Melekütüne yönelik olan ve açılmamış sahalarıyla, İlahi İsimlerin sonsuz-sınırsız manalarının zuhur ettikten sonra, varlığın süptil formunu gereği gibi kayıtlayabilen harika bir teknolojik aygıttır.

Ö.Cenap BAŞMAN – AXOY MA-TU

Bir yanıt yazın

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.